Yenidoğan bir bebek, geldiği dünyada, yarım metre boyuyla koca koca insanların dünyasını keşfetme çabası içindedir. İri cüsseli insanların yaşadığı bu dünya, bir yandan onu korkuturken bir yandan da büyük bir merak uyandırmaktadır. Merakını giderebilmek için gördüğü her şeye dokunması, onu hissetmesi gerekir. Bu yolda ona destek olup güven duygusunu aşılayabilecek olan tek varlık annesidir. Bu sebeple annenin kaşını çatmadan, yüzünü ekşitmeden her zaman bu minik yavrunun yakınlarında bir yerde olması gerekmektedir.Bebeğin öğrenme ve merak hislerine saygı duyun. Korkularını anlayın, öfkelerini hoş görün, huysuzluklarına sabır gösterin. Çünkü o, doğumuna kadar yaşadığı dünyada çok rahattı. Onu tedirgin eden ne insanlar ne de eşyalar vardı. Açlığı, susuzluğu, uykusuzluğu, anında gideriliyordu. Üşümek, terlemek bilmiyordu.Onu bu dünyaya geldiğine pişman etmezseniz, sevip şefkatle davranırsanız, sizi benimseyecek ve sizin gibi olmaya çalışacaktır. Yoksa, büyüdüğünde sizi dünyaya geldiğinize bu kez o pişman edecektir. Unutmayın ki; çocuklar sevgi alarak büyürler, saygı duyularak gelişirler.Çocuklar, sevmedikleri, güvenmedikleri, şiddet gördükleri insanı benimsemezler. Bu nedenle; çocuk terbiye etmeye çalışmayın, terbiyeli çocuk yetiştirin.