Cepheler ve muharebeler, zaptedilen şehirler, asker kaçakları ve multeciler, siperler, zayiat ve ganimetler, savaş sahneleri... Harp sanayii ve teknolojisi, modern silahlar, askerlerin teçhizatı, çelik miğfer, gaz maskesi, uniforma duğmesi... Ordular, hanedanlar, devlet adamları, komutanlar... Cephede gundelik hayat, sıradan askerin ne yeyip içtiği, nasıl temizlendiği, nasıl vakit geçirdiği, nasıl eğlendiği... Hasta ve yaralılar, esirler, kadınlar, çocuklar... Savaş ekonomisi, kır ve kent hayatı, sanatsal ve edebi uretimin nitelik ve nicelik bakımından değişimi, iklim ve coğrafyanın savaşa tesirleri... Birinci Dunya Savaşı yıllarını Muharebe-i Umumiye Resimleri mecmuası uzerinden çalışmak ve bu mecmuadaki fotoğraflardan hareketle bu dönemi kavramaya teşebbus etmek, hem Buyuk Savaşın imaj yoksunu analiz ve anlatılarına hem de bu buyuk harpte çekilmiş savaşı anlatan fotoğrafların zaman boşluğunda tarihsiz ve tarih-usûlsuz sergilenişlerine bir itirazdır. Bunlar bilirkişi ve jurilerin önunden geçmiş kult fotoğraflar değildirler. Gerçi bir sansur eleğinden geçip kamuoyuna sunulmuşlardır ama genellikle odakta olan savaşın sıradan gerçeklikleridir. Bu onları, diyelim edebi ilham kaynağı olmaktan alıkor belki, sanatsal açıdan önemsiz yapar ama tam da bu nedenle tarihsel açıdan değerli kılar.Avcı siperindeki harp sinematografı aslında bir tarihçidir, en az kalemde evrak tebyiz edenkâtip kadar. Zamanına göruntulerle şahitlik ettirir. Geçmiş bilgimize ikinci bir boyut, görsel birboyut katar.