Bu eser zühdü, irfanı, efsanevî hayati ve özlü sözleriyle ilk dönem sufîleri arasında en çok dikkat çeken sîmalardan birisi olan Zunnun-ı Mısri'yi anlatıyor. İslam maneviyatının ve tasavvufun büyük üstadı Şeyhü'1-Ekber İbn Arabi'nin kaleminden çıkmış olması, eserin önemini arttırıyor. Zunnun-ı Mısri'nin menkıbeleri, hayati, tanıdığı sufiler, sözleri ve tasavvuf anlayışı merceğe alınmak suretiyle karakteristik bir sufinin şahsiyetinde bütün bir tasavvuf düşünce ve eylem olarak tanıtılıyor. Şeyh-i Ekber, bu kitabı yazma sebebi olarak şunları zikrediyor: "Ben bu topluluğun içerisinde, Zunnun-ı Mısri'den daha çok seyahat eden ve Allah dostlarıyla birlikte olan başka birisini görmedim." "Salihler anıldığında rahmet iner, çünkü salihleri anmak Allah'ı anmak demektir. Onların anılmasıyla inen rahmet ise, iliklerde müşahede edilir ve etkileri de dışarılardan zuhûr eder. Onlar, yalnız Allah ile hatırlanır ve yalnız O'na izafe edilirler. Onlar, yalnız O'nunla tanınmakta ve yalnız O'nun için aranmaktadırlar. Onlar, tüm mahlukatın başvurusudur." İslam maneviyatını, temellerine inerek incelemek isteyenler için büyük bir hazine.