İnsanoğlu zaman zaman belirli bazı cinsler,işlemler veya malzeme denilen yani büyülerde kullanılan nesneleri görürler. Entresan kuşkularla da hemen acaba kim bize büyü yaptı diye araştırmaya çalışırlar.Gittikleri hocalarda onlara –Evet sana yakın birisi böyle bir şey yaptı- diye adama vesvese verirse, bütün aklına gelen akrabaları -acaba kaynanam mı, acaba şu mu bu mu…… ve aklına gelen herkes için o günaha ortak olur.
Birde tılsımlar vardır ki; o ayrı bir zahardır. Tılsımın bir diğer adı da gizli görülmeyen güçler anlamına gelen Arapçada TİLSEM, Fransızcada TALISMAN, Yunancada TELESMA’dır. Buradan anlaşılıyor ki tılsım denen zahar Fransızlarda ve Yunanlılarda da mevcuttur. Birgün Almanya’da bu işle uğraşan bir Yunan vatandaşını ziyaret bahanesi ile araştırmaya gittim. Bu işle uğraşan kişi kurbağayı öldürüp canı tam çıkmadan, şırınga ile kanını çekiyor ve bir tabak üzerine büyü yapacağı adamın resmini çiziyor. Resim çizerken mesela, adamın koluna birşey olacaksa resimde adamın koluna bir işaret koyuyor ve bir kibrit çöpünede güvercin pisliği sürüp tılsımın içine karıştırdığına şahit oldum. Arkasından ona sordum: bu yaptığın iş nedir? Diye. Meğer adam voleybolcu imiş, iyi oynamasın diye bu tılsımı yapmış.Tabii ki bu tür işlerin, Allahü Teala’nın izni olmadan tesir etmeyeceğini unutmayalım.
Ayrıca bizim halkımız diğer ülkelerde olduğu gibi kurşun dökmeye de meraklıdır: Kurşun dökmek aslında dünyanın dört bir tarafında da vardır. Allahü Teala nazar ayetlerini indirmeden önce bu tür işlemler yapılırdı. Kurşun dökmek işlemi, kurşunu ateşte ısıtıldıktan sonra soğuk suya dökülmesi ve su içerisinde oluşan şekillere bakarak yorum yapılması işlemidir. Fakat şunu unutmamak gerekir ki ateşte ısıtılan hangi maddeyi suya dökersek bir nesne, benzetme oluşacaktır ve istenilen yorum ki çoğu uydurma olarak yapılır. Şu göz, bu büyü, peri, cin gibi manalar verilebilir ve kurşun dökme işleminde ayrıca kurşunun döküldüğü sudan içilir. Bazen kızların evlenmeleri, kısmetlerinin açılması için bu su ile banyo yaptırılır. Hatta ve hatta sütü az olan koyunlara ve keçilere bu sudan içirilir ki sütü çoğalsın. Bunların hepsi Allah bize Felak ve Nas surelerini, Kalem 51/52. ayetlerini indirdikten sonra hükmü kalmayan inanç uygulamalarından başka bir şey değildir. Kurşun dökmenin insanlar üzerinde hiçbir etkisi olmadığını unutmamamız lazımdır. Bizim nazardan korunmak için ne yapmamız gerektiği konusunda şunları uygulamamız uygundur:
Bir Cuma günü Sela vakti yani öğle ezanından yarım saat önce bir bardak suya zemzem ve varsa yağmur suyu katılarak, o suya Yasin suresi (1. Mübine kadar), Kalem suresi 51/52. ayetler, Zümer suresi tamamı, Ayetel Kürsi (hıfzu hüma ve hüvel-aliyyül azıym 7 sefer tekrarlanmak üzere), Felak ve Nas sureleri de okunup içilirse Allah’ın izniyle şifa olur.
Bunlar bizim 15 senelik yapmış olduğumuz araştırmalar sonucu Allah’ın bize vermiş olduğu vaadler ve hediyelerdir. Allah-ü Teala size bir nazar ayeti indirmiş, bunu kullarım okusun onda şifa vardır demiş. Bilin ki Allah-ü Teala vaadinden dönmeyendir. Nahl suresi de arıya vahyediyor: -Siz türlü türlü çiçeklerden bal alın, kullarım ondan yesin çünkü onda şifa vardır. Arı ne yapıyor? Antenlerini ve kanatlarını açıyor Allah’ın emrettiği şekilde görevini yapıyor. Ama biz insanoğlu arıları da kandırıyoruz. Bala şeker katıyor ve o Allah’ın bize emirle şifa verecek olduğu bu balın özünü bozuyoruz. Allah cümlemizi muhafaza eylesin.
Evet biz konumuza dönelim: Ayetlerin büyüler ve tılsımlar üzerine tesirleri açıktır; biz onlara sarılmalıyız.
İnançlara göre arıtma ve hastalıklardan korunma amaçlı kullanılır ve diğer dinlerde de vardır. İnanışa göre tütsü yakılan eve şeytan ve cin taifesi uğramaz. Eski uygarlıklar bunlara inanırdı. Hatta sabah uyandıkları zaman Amazonlardan bitki toplayıp, yılan derisi ile yakılır ve o gün onların iyi ve karlı birgün geçireceklerine inanılırdı. Bununla da kalmazlar bir maymunun kafatası üzerine reyhan çiçeği ile tavşan kemiğini yakarlarsa o günün yağmurlu geçeceğine inanırlardı. Bazı şeyler vardır ki, tamamı ile batıl inançtır. Ama Allahü Teala bunları yasaklamıştır. Bazı tütsüler vardır, güzel kokular yani misk gibi. Bunlar evde yanarsa temiz ve nefis kokular alırsınız ve o temiz kokular içinde melekler de olur.
Bunların hepsinin ötesinde eğer işlerimizin rast gitmesini istersek, her sabah erkenden sabah namazına kalkıp namazı kıldıktan sonra, evin herhangi bir penceresini açıp gökyüzüne bakıp bir bardak suya Vakıa suresi, Lokman Suresi 1/5. Ayetler, Ali İmran suresi 37. Ayet, Ayetel Kürsi ve 11 defa Fatiha suresini okuyup içtikten sonra işine gider ve Allah’ta nasip ederse o gün işleri çok iyi olur, çok huzurlu birgün geçiririz. Bunları yaparken her şeyi Allah’tan beklemenin lazım geldiğini de unutmamak gerekir.
Bu konuda anlatacaklarımızı bir zat araştırmış ve bulmuş. Biz de üzerinde çalışma yaptık. Böyle bir şey var mı? Varsa nasıl çözülür? Diye. Dünyada insanoğlu çok iyi ve çok kötü hallere gelebilmektedir.
Mesela batıda özellikle Fransa’da ve Eski Moğollarda at resimlerine bıçak saplarlar ve üzerine siyah bir örtü örterlerdi. İnanılana göre herhangi bir düşmanı varsa onun bineğini hastalandırarak sahibinin de hastalanacağını düşünürlerdi. Bunun üzerine büyüyü çözmek içinde siyah ölü bir akbabanın kanadının bir tanesini siyah kömür diğer bir tanesine at pisliği sürerek, iki kanadı birbirine bir koyun bağırsağı ile bağlayarak gömerlerdi. Bu konuda batıda bir şehre gittim. Papazın bir tanesinin, bir mumya üzerine bir resmin olduğunu ve o resme ve o mumyaya 7 tane iğne batırdığını gördüm. Ve üzerine de kalemle İbranice –Matta yuhanna- yazdığını gördüm ve sordum: bu nedir diye. Bir kişinin rahatsızlanması için yapıldığını öğrendim ve büyü yapılan kişiye bizzat gittim. 3 gün sonra buldum ve ona durumunu sordum.Tercümanın söylediğine göre adam yunan vatandaşı ve kuyumculuk yapıyordu. Dizlerimde bir ağrı ve sızı başladı. Akşamları üzerime sanki iğneler batırıyorlar dedi. Gece saat 2’den sonra 2 adam görüyorum bana arı çekisinden yapılmış bir but yediriliyor ve sabah uyandığımda üstümde bir tank geçmiş gibi oluyorum ve altımı ıslattığımı görüyorum. Bunun üzerine ona Allah’ın ipine sarıl diyerek bir işlem tavsiye ettim. Ve işlemi uyguladıktan sonra adamla 3 gün sonra tekrar görüştüm ve adamın iyi olduğunu şifa bulduğunu öğrendim.
Bu tür büyülerden kurtulmak için gece saat 10 da bir bardak zemzem varsa üzerine de az yağmur suyu konup Bakara suresi 163/165. Ayetler, Levenzenla, Rahman suresi 4 ve 7. Ayetler, Ayetel kürsi okunur ve içilirse şifa bulunur.
Ama tabii bunları yapmadan önce doktora gidilirse daha iyi olur. Çünkü halisünasyon ve tıbbi olarak başka bir hastalığın olmaması da çok önemlidir. Yine de şunu söyleyeyim bizim insanımız hemen vesvese yapar, biryeri ağrı veya sızı olursa acaba bana bir şey mi oldu diye hemen panik yapmasın, aklı selim olup Allah’ın ipine sarılalım.
Biz yazılarımızda bazen gerçek olan olayları da anlatıyoruz ki sihrin büyünün varolduğunu yalnız Allah izin vermezse tesir etmeyeceğini unutmayalım.
Eski Türklerde de bu tür inanışlar vardı. Mesela Şamanizmin din adamı, Tunguzca ve Mancuca da büyücü ve kahin anlamına gelirdi: İyi ruhlarla ilişki kuranlara beyaz şaman, kötü ruhlarla ilişki kuranlara kara şaman derlerdi. Hatta şamanlar Budist rahipler Kuran ve islamla tanıştıktan sonra Kuran-ı Kerim’den renk katarak muvaffak olmayı denemişlerdir. Doğu Türkistan’da faaliyet yapan Azaimciler bu meslek dallarını Hz.Fatıma tarafından geldiğini düşünmüşler ve şimdi günümüz insanı bunu ilimle çözmüştür.
Gelecek sayımızda bu konuya yer vermek ümidi ile Allah’ın selamı üzerinize olsun.
Büyü ve Ayetlerin Büyüler Üzerindeki Tesirleri Yazısı Salih Memişoğlu hocaya ait olup Arifan dergisi Ekim 2010 Sayısından alıntılanmıştır.