1) Evliyaullahın beyanları vechile; her kim:
“Allah-u Hafizun, Allah-u Latifün, Kadimün, Ezeliyyün, Hayyüvn, Kayyumun, La yenam” ism-i şeriflerini bir kağıda yazıp bu kağıdı evi, dükkanı veya arabası gibi korunmasını istediği bir şeyin içersine koyarsa, Allah-u Te’ala’nın izniyle o mülk hırsızlıktan vesair afetlerden muhafaza olur.
2) Her kim her sabah ve akşam şu duayı okursa, Allah-u Te’ala’nın izniyle bütün kötülüklerden muhafaza olur:
“Ey Allah! Uyumayan o (koruyucu) nazarınla bizi koru. Yıkılması kastedilemeyen o sağlam direğinle bizi himaye et. Sen bize her şeyi yapmaya kadir iken bize acı ki, Sen bizim umud bağladığımız yüce zat iken biz helak olmayalım.”
3) Aşağıda yazılı olan yedi ayet-i kerimeyi her kim okur ya da nuska şeklinde üzerinde taşırsa, Allah-u Te’ala’nın izniyle o kişi bütün kötülüklerden korunur, hiç kimse ona zarar veremez. İbn-i Abbas (RadıyaLLahu Anhüma)dan nakledildiğine göre; gök yere inip bu ayeti kerimeleri okumuş olan kişi de aralarında kalacak olsa yine de bir zarar görmez. Zira mana itibarıyla bu ayeti kerimelerin her biri Allah-u Teala’ya tevekkülden, O’nun iradesi dışında hiçbir şerrin isabet etmeyeceğinden, O’nun açtığı kapıyı kimsenin kapatamayacağından, O’nun kapattığını kimsenin açamayacağından, bu nedenle ancak Kendisine itimat edilmesi gerektiğinden bahsetmektedir. Dolayısıyla anlatıldığı şekilde büyük bir koruma elde etmek için sadece okumak yeterli
olmayıp, manalarını da iyice düşünerek tevekkül halini kazanmış olmak icab eder.