Birey ve toplumların, Allah'ın sadece kozmolojik düzeyde değil, beşerî düzlemde de tarihe ve topluma müdahale ettiği gerçeğini ıskalayan bir siyasal ve stratejik anlayışa sahip olmaları, gerçekte eksik, yetersiz, derinliksiz ve seküler bir paradigmanın ürünüdür.Bundan dolayı kadim külleri, kökleri, mimari ve sanatsal eserleri halen ayakta duran, Amold Taynbee'nin ifadesi ile "durdurulmuş bir medeniyet" olan İslam dünyasının, yeniden toparlanıp sadece Müslümanların değil, tüm insanlığın selameti için kendi düşünce, ilim, irfan, beyan ve burhan geleneğini tekrar tam bir vukufiyetle keşfederek bu temellerin ışığında, küresel ölçekte yeni bir medeniyet hamlesi yapması kaçınılmazdır.İslam dünyasının ve küresel ölçekte tüm bir insanlığın en az 200 yıldır takip ve taklit ettiği Batı medeniyeti ve "Vahşi Kapitalist Üretim Tarzı" artık milletleri ve tüm bir varoluşu, iflasın, çöküşün ve yok oluşun eşiğine getirmiştir.