Hayatın temeli inançtır. Hayata gerek iyi, gerekse kötü istikamette yansıyan her türlü faaliyetin arka planında, onları kuvveden fiile çıkaranların varlık ve eşya hakkındaki telakkileri, kabul ve redleri vardır.Şüphesiz bu temel tespit biz Müslümanlar için de aynen geçerlidir. İslam inancına göre hayatın, Yüce Yaratıcının irade ve rızası doğrultusunda yaşanması esastır. Bunun da ancak Ehl-i Sünnet vel-Cemaat itikadının hayatın temeline yerleştirilmesiyle mümkün olabileceğini düşünüyoruz.Müslümanlar, nasıl Ehl-i Sünnet vel-Cemaatin itikadî kabulleri doğrultusunda yaşadıkları zaman dilimlerinde dünyaya ilim, irfan ve medeniyet örnekleri vermişlerse, günümüzde de özelde İslam dünyasında, genelde insanlık âleminde yaşanan çürüme, yozlaşma, inhitat ve buhranlar ancak Ehl-i Sünnet vel-Cemaat itikadının ihyası ve bunun üzerine inşa edilecek pratiklerle aşılabilecektir.Elinizdeki çalışma, fikir hayatımızın muhtelif cephelerinde istikametimizin tayininde bize rehberlik edecek işaretler sunmaktadır.