İnanç, (iman) İslâm dininin temelini oluşturur. Bu yüzdeninanç esasları üzerinde duran Kelâm ilminin diğer bir adı da“Dinin asılları, kökleri, temelleri” mânasına gelen “Usûlü’d-Din”dir.
Bitkiler, köklerinden beslenirler. Eğer bitkinin kökü sağlamsa,bitkinin diğer unsurları da sağlam, değilse diğer unsurlar dasağlam değildir. Kök topraktan yeteri kadar gıdasını alamazsa, obitki kurur ve ölür.
İnsan hayatında da inançlar kök vazifesini görürler.
İnsanın kişiliği, karakteri, inançları üzerine inşa edilir. İnançsağlam ise, insan kişiliği, karakteri de sağlamdır. İnanç sağlamdeğilse, o insanın kişilik ve karakteri de sağlam olmaz.
İnancı sağlam insanlar zorluklara karşı dirençlidirler. Onlarpek çok zorluğun üstesinden gelirler. İnancı zayıf olanların iradeleriise, çok zayıftır. Zorluklar karşısında dayanamaz, çabukmağlup olurlar.
İnancı sağlam insanları manen yıkmak mümkün değilken,inancı sağlam olmayan insanları yıkmak çok kolaydır.
Tarihte inançları sağlam insanlara en güzel örnek PeygamberEfendimiz (sav) ve sahabelerdir.
1400 sene önce Peygamberimiz (sav), şartlar tamamen aleyhindeolduğu halde, tarihin hiçbir devrinde görülmemiş ve hiçbirbeşerin de gerçekleştirememiş olduğu bir inkılâbı, çok kısabir zamanda gerçekleştirdi. Câhiliye Dönemi’ni tamamen ortadankaldırıp Kur’ân ve sünnete göre şekillenmiş, bütün insanlıkâlemine örnek, yepyeni bir toplum, (bir ümmet) oluşturdu.
Peygamberimiz (sav) sayesinde putlara tapan insanlar, gecenamaz kılan, gündüz oruç tutan dindarlara; çocuklarını bile acımadanöldüren insanlar, karıncaya bile ayak basamayacak kadarşefkatli bir hale geldiler. Üstelik onlar Peygamberimiz (sav)’denaldıkları terbiyeyle, daha önce bilgisiz, görgüsüz, cahiller iken bütüninsanlık âlemine ilim öğreten, örnek, rehber insanlar halinegeldiler, medeni kabul edilen milletlere hakiki medeniyeti öğrettiler.
Onların bu güzel hasletlerinin temelinde güçlü, kuvvetli olanimanları vardı. Onların imanı her şeyin üzerindeydi.
Sahabeleri örnek alan Ümmet-i Muhammed de, onların izindengitti. Onlar da güçlü kuvvetli imanlarıyla, yüzyıllar boyunca,düşmanlarına galip geldiler, İslâm’ı dünyanın büyük bir kısmınahâkim kıldılar ve dünyanın en büyük kültür ve medeniyetlerinikurdular.
Fakat on dokuzuncu ve yirminci yüzyıllarda ümmet, Batıkarşısında büyük bir bozguna uğradı. Batının materyalizm, pozitivizm,komünizm, evrim gibi felsefeleri, Âlem-i İslâm’a girdi.Bu felsefeler, ümmetin imanını tahrip etti. Pek çokları, imanınıkaybetti, bu felsefelere taraftar oldu. Pek çokları şüphelere, vesveseleredûçar oldu. Toplumda İslamî yaşantı azaldı, ahlak bozuldu.İmandaki tahrip, diğer felaketlerin de başlangıcı oldu. Toplumdabirlik kalmadı, insanlar arası bölünmeler, mücadeleler başladı.Siyasî, sosyal ve ekonomik pek çok sıkıntılara maruz kalındı.
İslâm âlemine baktığımız zaman, her tarafta bu problemleriçoklukla görürüz.
İçinde olduğumuz felaketlerden kurtulmak için, yeni biriman hamlesine ihtiyaç vardır. Çünkü iman, bünyesinde potansiyel muazzam bir gücü barındırmaktadır. Bu yüzden ÜstadBediüzzaman “Hakiki imanı elde eden adam, kâinata meydanokuyabilir” der. Bu potansiyel güç, bizim bütün problemlerimiziçözebilecek özelliklere sahiptir.
Toplumun imanını güçlendirebilirsek, geçmişteki parlak dönemlerebenzer hallere kavuşabiliriz. Ümmeti yeniden canlandırabilir,insanlık âlemine örnek yeni bir toplum inşa edebiliriz.
Bugün huzur ve saadetini kaybetmiş bütün dünya, böyle birtoplumun özlemini çekmektedir.
***
Elinizdeki kitap yukarıdaki arzulara katkıda bulunabilmekamacıyla hazırlanmış, mütevazı bir çalışmadır. Kitap, baştaKur’ân ve sünnetten, geçmiş âlimlerin kitaplarından, bilhassaÜstad Bediüzzaman’ın risalelerinden istifade edilerek hazırlandı.Konular aklî, ilmî delillerle desteklendi.
Kitap hazırlanırken, imanî konuları yeni öğrenenler, bilhassagençler göz önünde bulunduruldu. Dilin oldukça sade ve anlaşılırolmasına gayret edildi. Sıkıcı olmaması için konular mümkünmertebe kısa tutuldu. (Konuları daha tafsilatlı öğrenmek isteyenleriçin, başka bir kitabımız şu an hazırlık aşamasında.)
Kitapta, daha önceki kelâm âlimlerinin üzerinde durduğu,fakat günümüzde faydası olmayan bazı kelâmî konulara girilmedi.
Kitabımızın okurlarımıza faydalı olmasını Cenab-ı Hak’danümid ediyoruz.
Gayret bizden, Tevfik Cenab-ı Hak’tandır.