Başkalarını yüzük dolu, pembe sedef ojeli parmaklarına çevirdi. İri tek taşlı, inci ile süslü, yeşilin güzel tonu hemen göze çarpan zümrüt yüzüklerine ilk defa yadırgayarak baktı. Yüzünden, boynundan, parmaklarından, vücudundan her tarafından gençlik çıkıp gitmiş, yaşlılık gelip yerleşmişti. Hayat rüzgar, o bir yapraktı, alna konan bir buse kadar kısaydı sanki. Geriye kalan, sadece insana burukluk veren hatıralardı. ``Şu güneşin batışı, dedi. Bana hüzün verdi. Her günün ardı gece, her hayatın sonu ölüm!...Hayatında ilk defa ``Boş ver`` diyemiyordu. Birden yüksek sesle hıçkırarak, yüzünü güllerin arasına gömdü. Ağladı, ağladı, ağladı...`` Bu güzel romanı ilgiyle okuyacaksınız.