İnsanları düşünmeye, araştırmaya, gözlem ve deney yapmaya yönlendiren Kur’an, bünyesinde hazır çözümleri barındıran bir bilgi küpü değil, kendisinden çözüm üretilen bir bilgi kaynağıdır. Bu itibarla nazil olduğu günden itibaren çeşitli ilim dalları açısından sürekli araştırılmakta ve her bir ayetinin dikkat çektiği konular üzerinde kafa yorulmaktadır. Örneğin bir fakih, Kur’an’ın ahkâm ayetlerini tefsir ederken; kelâm alanında uzmanlaşmış bir ilim adamı ise Kur’an’ın itikadî ayetlerine ağırlık vermektedir. Benzer şekilde bir sûfî, filozof, filolog, tarihçi, fen veya sosyal bilimlerin herhangi bir branşı ile ilgilenen ilim adamı da aynı yolu izleyerek kendi zaviyesinden Kur’an’ı yorumlamaya çalışmaktadır. Elinizdeki bu eser, tefsir, hadis, fıkıh, İslâm tarihi, kelâm, tasavvuf, İslâm felsefesi, ahlâk, din eğitimi, din psikolojisi, din sosyolojisi ve evrenbilim (kozmoloji) gibi on iki bilim dalında Kur’an’ın bu bilimler açısından değerini ve o bilimlere sunduğu katkıyı gündem yapmaktadır.