Çağımızda, küreselleşmenin taşıyıcıları olan iletişim ve ulaşım imkânlarının da katkısıyla dünyamızı kuşatan Batı modernizmi, insanlığın binlerce yıllık mânevi ve ahlâkî zenginliklerini giderek gözden düşürüyor ve dünyaya yeni bir insan modeli dayatıyor: Aşırı derecede seküler, ben-merkezci, materyalist, hedonist ve sonuçta merhametsiz bir insan modeli... Bu model, insanın ilkel tabiatına cezbedici gediği için kolayca etkilemektedir. Bu girdaba kapılan insanlık dünyası, görünüşte duyguları, düşünceleri ve çıkarlarıyla kendi kendini tanrılaştırdığını sansa da, gerçekte bu savrulma giderek onu köleleştiriyor.Aslında insanlığın inanç, fikir ve ahlâk tarihine bakarsak, bu tarihin tam da böyle bir insan modelinin tehlikesine karşı mücadelelerle dolu olduğunu görürüz. Başta peygamberler olmak üzere fikir, din ve gönül rehberleri kendilerini, insanlığı sefilleştiren, onu yeni bir hayvan türü haline getirmekten başka sonuç üretmeyecek olan bu zihniyete karşı asîl bir mücadeleye adamışlardır. Tarihin onları ölümsüzleştirmesinin sebebi de işte bu mücadeledir. Bu ahlâk kahramanlarının en önemlilerinden biri de Hüccetü'l-İslâm el-Gazzâlî'dir. Elinizdeki eseri bu gözle de okumanızın yararlı olacağını düşünüyoruz.