Ona tâbi olmaları için kullarına emirler verdi: Peygamber size neyi verdiyse onu alın, size neyi yasakladıysa ondan da sakının! Ey inananlar! Allaha ve Elçisine itaat edin! Ey inananlar! Allaha itaat edin. Peygambere, sonra da içinizden yetki sahibi olanlara itaat edin Ey Peygamber! Allahı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin, günahlarınızı affetsin, de. Peygamber size neyi verdiyse onu alın, size neyi yasakladıysa ondan da sakının! Allah Resûlüne itaat eden Allaha itaat etmiş olur! Peygamberin emrine muhalefet edenler, başlarına bir belânın gelmesinden sakınmalıdırlar. Evet, Nebiler Hatemi, Resûller Serveri olan Hazreti Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem Efendimize uyup yolunu yol edinen kurtuldu. Zira o yaşayan Kuran idi. Vahyin birinci muhatabıydı. Müfessirlerin ilkiydi. İbadetin zirvesindeydi. Takvada en ileriydi. Ahlâkın en güzeline sahipti. Çünkü bizzat Rabbi tarafından terbiye edilmişti. Emsalsiz ilmi sadece Haktandı. İnsanlık amellerin en mutedilini onda gördü. Hakikî fazileti onunla anladı. Merhameti, şefkati, feragati onunla tanıdı. İhlâsı, sabrı, şükrü ondan öğrendi. Cehalet karanlıklarında bunalanlar onun getirdiği nur ile nurlandılar. Karanlık iklimlerde hidayet kandilleri oldular. Medenî milletlere üstatlık ettiler. Ve ondan bize iki şey kaldı: Kitap ve Sünnet. Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem, Şüphesiz, en güzel söz Allahın kitabıdır. En güzel yol da Muhammed sallallahu aleyhi ve sellemin yoludur buyurarak kendi lisanıyla da bunların önemini belirtiyordu. Hikmet sarayına Hazreti Muhammedin (sav) kapısından girilir. Hakikat ilmi onunla elde edilir. Teslimiyet bahçesine onun yolundan gidilir. Rıza mertebesine onun miracıyla çıkılır. Hakikî iman onun sayesinde kazanılır. Allah onunla tanınır. Muhabbetullah nuru onunla parlar. Kendi akıllarına güvenip onun nurundan mahrum kalanlar ise sapkınlık karanlıklarında debelenir dururlar.