Türkiyede kamu ya da özel sektörde deneyimleri yazma alışkanlığı pek yoktur. Yıllarını kamuda önemli deneyimler yaşayarak geçiren bürokrat, milletvekili ya da bakanlar, bu işi bıraktıklarında, bütün birikimlerini kendileriyle birlikte sonsuzluğa götürmeyi tercih ederler. Özel sektörde de durum çok farklı değildir. Son yıllarda bazı aksi örnekler çıksa da, yanlış anlaşılırım, birilerini kırarım, henüz daha erken ve vakit yok gibi gerekçelerle, önemli başarılara imza atmış iş insanları, bu deneyimlerini kaleme almak istemezler. Oysa, örneğin özel sektörde bir büyük grubun CEOsu, öylesine önemli deneyimler yaşamaktadır ki, bunları birkaç yıllık MBA programında öğrenmek mümkün değildir. Büyük bir yatırım kararı, önemli bir satın alma, sarsıcı bir krizin yönetimi ya da kriz ortamında büyüme gibi stratejik hareketleri, kendinden sonra geleceklere hayatın içinden anlatabilirler.