İslâm tarihinin en önemli yöneticilerinden biri olan Hz. Ömer, başlarda Hz. Peygamber'e (s.a.v.) muhalifken Müslüman olduktan sonra bütün faaliyetlerinde Allah Elçisi'nin yanında yer alan, görüşüne değer verilen, istişaresi önemsenen, hayatını İslâm'a adayan bir şahsiyet olarak öne çıkmıştır. İslâm tarihinin ikinci halifesi olan Hz. Ömer'in yönetimi sırasında gerçekleştirilen fetihlerle, ortaya koyduğu icraatlarla ve kurumsal gelişme için attığı adımlarla kendi döneminden sonra da etkili bir liderdir. Fethedilen bölgelerdeki insanları yurtlarında bırakarak Müslümanların farklı din, medeniyet ve kültürlerle birlikte yaşamalarının en önemli örneklerinden birini hayata geçirmiş, onun bu kararı İslâm Medeniyeti'nin kuruluşunda önemli bir etkiye sahip olmuştur. Öte yandan Hz. Ömer'in görüş ve içtihatları İslâm Medeniyeti'nin şekillenmesinde önemli kaynaklardan biridir. Hz. Ömer, yaşantısıyla, samimiyetiyle, tevazuuyla örnek bir liderdir. Şam, Irak, İran, Yukarı Mezopotamya, Mısır ve Arabistan'ı içine alan geniş bir devleti adaletle yönetmeyi hedefleyen, âdil bir yönetici olarak sonraki nesillerin örnek aldığı ve hasretini çektikleri bir liderdir. Abdullah b. Mesud'un Ömer'in Müslüman olması fetih, hicreti zafer, hilafeti ise rahmet oldu sözü Hz. Ömer'in ne kadar etkili bir şahsiyet olduğunu veciz bir şekilde özetlemektedir.