Doktorluk saygındı, itibarlıydı, gurur kaynağıydı, sevgimize mazhar olmuş bir meslekti. Hâlâ öyle mi? Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta Öyle değil diyor. 'İçeriden biri' olarak doktor meslektaşlarının ve sağlık sisteminin röntgenini çekiyor. Sonuç vahim!İlaçları mal, hastaları tüketici gibi gören, para kazandırmayan ucuz ilacı piyasadan kaldırabilen gaddar ilaç şirketleri... Daha fazla tahlil istemeyi marifet sayan performans kriterleri... Kâr odaklı çalışan ticari sağlık sistemi.... Ve ilaç firmalarının pahalı hediyelerini (rüşvet demeyin, çok ayıp) reddedemeyen, bu hediyelerin ağırlığı altında ezilen, yaz denilen ilacı yazan, ilaç yazdıkça, endoskopi çektirdikçe daha çok para kazanan, basireti bağlanmış doktorlar.Küçükusta yeni kitabında, bu gidişe 'dur' demek istiyor. Türk halkı da aynı fikirde. Teknolojik tıp atraksiyonlarından sıkılan herkes, eski Türk filmlerinde hastasıyla birlikte ağlayan vicdanlı doktorları arıyor! Önce şefkatli doktor arıyor. İnsan gibi doktor, başını kalbine koyan doktor istiyor. Çünkü böyle bir doktorun göğsüne başını yaslar yaslamaz şifa bulacağını biliyor!