Gerek kendi ifadesiyle, gerek müminlerin kabulüyle, gerekse inanmayanların itiraflarıyla olsun Kur'ân-ı Kerim, birSÖZ MUCİZESİ'dir. Bu gerçek, Kur'ân'ın bütün muhataplarının ilgisini çekmiş; onun ayetlerini taklit teşebbüsündentutun, i'câz fikrini müstakil biçimde işleyen eserlere kadar pek çok faaliyet yapılmıştır. Onun vahiy olduğunukabullenmeyen ve kendini bilmeyen kimi cahiller, ayetlere benzer söz söylediklerini iddia etmişler; ancak hem kendizamanlarındaki edebiyat otoriteleri, hem de tarih onları yalancı çıkarmıştır. Öte yandan onun KELAMULLAH olduğunukabul eden alimler, bu uğurda kaleme aldıkları eserlerde ayetleri dil yönünden analize tabi tutmuş, Kur'ân lafızlarınındüzenini (nazm) mucizeliğin temelini saymışlardır.Bir edebiyat terimi olan ve söz sahibine ait bazı edebî nitelikleri tanımlayan ÜSLÛP, dile ait verilerin mütekellimtarafından özgün biçimde seçilerek kullanılmasıdır. Söz konusu seçimde mütekellim her ne kadar ilgili dilin normlarınabağlı kalsa da, yer yer o normlardan bağımsız hareket edebilmekte, hatta ortaya koyduğu kullanım, norm değerikazanabilmektedir. Türkçede normdan sapma şeklinde adlandırılan bu kavram bir yönüyle üslûbun diğer tanımıdır. Budoğrultuda üslûp, daha özel mahiyette yazarın şahsiyeti çerçevesinde de değerlendirilmiştir. Çoğunlukla bu düşünceüzerine kurulu bulunan güncel üslûpbilim, bu açıdan belâgattan ayrılır. Dolayısıyla denilebilir ki, üslûpbilim belâgattanfaydalanır; ancak onun hedefi, özgün kullanımla ifadelerde ortaya çıkan değerleri tespit etmektir. Ancak gerek İslamgerekse batı edebiyatında üslûbu, söylemde BELÂGAT icra etme faaliyeti sayan bir anlayış da var olagelmiştir. Kur'ânbelâgatını analiz eden ve bu analizlerle Kur'ân üslûbunun mucize oluşunu açıklamaya çalışan eserler, söz konusu anlayışınİslam kültüründeki yansımasıdır.Kur'ân üslûbunun mucize oluşuna ışık tutma gayreti sarfeden çalışmalar; bu uğurda analizler yapmış, onun mucizevîüslûbunun bir takım karakteristik özellikler barındırdığı sonucuna ulaşmışlardır. Bu özelliklerin en başında kanaatimizceKur'ân'ın, Arap edebiyatında şiir ve nesirden farklı üçüncü bir edebiyat türü olarak yer alması gelir. Öyle ki, ayrı bir türolarak Kur'ân, İslam-Arap edebiyatında çığır açmıştır. Ayrıca Kur'ân'ın muhtevayı sunuşunda hiçbir telife benzememesi,onun mucize oluşunun belirgin bir diğer yansımasıdır. Yine kurallarına uygun okunduğu zaman duyulan müzikalite,Kur'ân karakteristiğini akıllara ve duygulara gösteren başka bir hususiyettir.