Takdim
Hamd, bizleri yoktan var eden, varlığından haberdar eden, Müslümanlardan eyleyen, Müslüman beldelerde ikâmet ettiren, îman nimeti ile şereflendiren Rabb’imize olsun. Salât ve selam: Cenâb-ı Hakk’ın yardım olarak "Cevâmi’u’l-Kelim” hususiyeti yani az sözle çok mana ifade etme kudreti bahşettiği Nebiyy-i zîşân Efendimiz (s.a.v.)’e, "Üsve-i Hasene” olan kainatın Efendisine, O’nun mübârek, latîf, pâk rûh-ı şerifleri ile âl ve ashâbına olsun...
***
Kainatta her şey sayı üzerinedir. "Rabbinin katında her şey sayılıdır” (er-Ra’d, 13/8) âyetine göre zaman da dahil her şey miktar iledir yani sayılıdır. Günler, aylar, haftalar hep sayılıdır. Mesela, 4 mevsim, 12 ay, ayda 30 gün, haftada yedi gün gibi ölçüler hep sayılara işaret eder. Misâlen zaman açısından 40 sayısı olgunluk alâmetidir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’e 40 yaşında nübüvvet verilmiştir denilir. İnsan hayatında da bunun tıbbî ve kültürel olarak karşılığı vardır. Mesela, Lohusalık 40 gündür, bebeğin ise 40’ı çıktı denir. Sayı önemlidir lakin sayılara da bir nicelik olarak haddinden ziyade takılmamak lazımdır. Cenâb-ı Allah (c.c.) bizden ibadetlerimizde öncelikle nitelik yani ihlâs istiyor, kalb-i selîm istiyor. Belki sayıları bir kapıyı yeteri kadar çalmaya benzetirsek o kapıyı açacak gerçek anahtarın ihlâs ve samimiyet olduğu pek çok kereler ifade ediliyor. Nitekim samimi bir duâ gibi infakta da ihlâsla verilen bir dinarın bin dinarı geçtiği kaydedilir. Her kapıyı açan bir anahtar vardır. Duâmızın kabûlü için asıl olan, doğru duâyı bulmak ve sayıya takılmadan Rabb’imize gönülden yalvarmaktır. O’nun da vakti, kesretten sıyrılıp gece birebir Allah’la (c.c.) buluştuğumuz demlerdir. Nitekim Hz. Yakub (a.s.), oğullarının affı için, af kapılarının açık olduğu bu vakti bekledi. Bunun gibi abd-i âciz de edindiğim bu kitaptaki bilgileri, sizlerin istifadesine sunmak, sizlerle paylaşmak niyetiyle yola çıktım. Mevlamız ihlâs formülüne uyarak yaptığımız duâlarımızı kabul etsin. Kendine kul, Habîbi’ne layık ümmet eylesin, hiçlik sırrına erdirip, dünyada ahirette selâmete erdirsin inşallah.
***
Bilgilerinden, duâlarından ve mânevî desteklerinden dolayı Muhterem Osman Nûri Topbaş hocaefendiye, kitabın düzenlenmesinde ve incelenmesinde destek olan Prof. Dr. Ethem Cebecioğlu hocama, bilgilerinden faydalandığım Arapça hocam Aynur hanıma, hayat arkadaşım Mustafa Elitaş’a, maddi desteklerinden dolayı babam Osman Ulubaş’a, basımı üstlenen Erkam Yayınları yetkililerine, teşekkürü bir borç bilirim. Sadra şifâ olması umuduyla...