Asırlar öncesinden gözyaşları içinde gönderdiğin selâmını aldığım o gün, gözlerim gözyaşına doydu desem, yalan olmaz!.. Kendi sesinden almış gibi titredi yüreğim, işte o gün karar vermiştim; ben de seni özlemeliydim!.. Ve Sana doğru kutlu bir sefer başlamıştı içimde…
Artık sayfa sayfa geziyordum Senin coğrafyanı… Satırların arasında mübârek ayak izlerini arıyor, bulduğum en küçük izi, hasretle yüreğime basıyordum. Ve ben Sana doğru kıvrıla kıvrıla akıyordum. Her bir hâtıran, asrın buhranları içinde bunalan gönlüme, taze bir bâd-ı sabâ oluyordu. Günahkâr bir bedeni, Sana doğru taşımak kolay değildi, ama yavaş yavaş Sana doğru gelmek, benim hayatımın mânâsı olmuştu artık... Salât-ü selâmlar, bu yolculukta azığım, Sünnet-i Seniyyeler yoldaşımdı. Her şeyi buluşma gününe göre ayarlamak, ne büyük lezzetmiş meğer…