Fıkhı, müslümanların önünü açmakla görevli bir mekanizma olarak görme eğiliminin giderek ısrara dönüşmekte olduğu bir ortamda, ahiretimiz için neyin zararlı olduğu değil, dünyamız için neyin faydalı olduğu sorusu ve endişesi ön plandadır. Seküler dünyanın talepleri, dayatmaları, kuşatmaları karşısında direnmek şöyle dursun, uyum sağlamayı hayat ilkesi edinmiş müslümanların, Fıkha durumu meşrulaştırıcı bir misyon yüklemesi kaçınılmaz olmaktadır.Fıkıhla ilişkimizdeki tayin edici faktör, dünya merkezli/seküler tercihlerimiz olunca Fıkıh da dünyayı ahirete yönelik olarak tanzim etmenin vahiy merkezli zemini olmaktan çıkıp, dünyayı dünya için tanzim eden hukuka dönüşmektedir. Üstelik de pek çok boyutu tırpanlanmış olarakElinizdeki kitap, esas itibariyle bu kırılmanın İslamî ilimlerin hemen tamamına taalluk eden tezahürlerini mercek altına almaktadır. Sorulan sorular, hükmü merak edilen ferî-fıkhî meselelerle sınırlı olmayıp, bütünüyle Din telakkimizi ilgilendiren alanları ihata etmektedir. Akaid/Kelam başta olmak üzere bütün İslamî ilimlerle ve Kuran-Sünnet başta olmak üzere edille-i şeriyyenin hemen tamamıyla ilgili soru ve cevapları ihtiva eden bir kitabın özet/muhtasar olması mümkün değildi. Bu sebeple sorulara el-Cevap: Caizdir/değildir demekle yetinilmemiş, kimi zaman soruların arka planına da inilerek detaylı cevaplar verilmeye çalışılmıştır.