Nasrettin Hocanın fıkraları, ince manalı esprilerdir. Hatta bu fıkraları birer mazmun olarak kabul edebiliriz. Çünkü bu nükteler, dolaylı olarak çağrışımlar yapacak kelimeler kullanılarak bir düşünce anlatmaya dayanan edebi bir sanatın malzemesidirler.Nasrettin Hoca, daima tebessüm eden nurani yüzüyle her an aramızda yaşayan her sözü ve işaretiyle bize huzur ve neşenin yolarını gösteren bir öğretmen gibidir. İçinde yaşadığı çevreyi ve aralarında yaşadığı insanları iyi gözlemlemekte, zeki ve tedbirli davranmakta, olaylar karşısında gerçekçi bir tutum sergileyerek, tatlı dilli, güleryüzlü ve alçak gönüllülüğü ile sürekli hazır cevaplar vermektedir.Hoca, uyumlu bir kişiliğe sahiptir. Milletinin inançlarına saygılı hatta o inançların yaşama dönüşmesi için gayret sarf etmektedir. O, çocukla çocuk olmasını bilen, insanların ferdi farklılıklarını göz önünde tutan, kısacası insanların seviyelerine göre öğüt ve nasihat veren bir rehberdir. Yaralı gönüllere gerçek şifayı, kurtuluş yolunu, hayat mücadelesini, iman ve aşkı, samimiyeti, çalışkanlığı, sabrı, tevekkülü ve daha birçok başarı unsurlarını, mizah ve nükte gülleriyle süsleyerek anlatmış, öğretmiş, eğitmiş bir mürşittir.