Her şey 1932 Ocakında başlamıştı. Türkiye o tarihten itibaren tam 18 yıl boyunca ezanı, Tanrı uludur, Tanrı uludur şeklinde dinleyecekti. Ancak acaba bu ezansız yıllarda neler yaşandı? Mustafa Armağan, 60. yıldönümünde ezanın Türkçeleştirilme sürecini ve bu süreçte yaşananları belgeler, gazete kupürleri ve görgü tanıklarının dilinden gündeme getirdi.Türkçe Ezan ve Menderes, ezan yasağının kaldırılışının 60. yılında tarihin tozlu perdelerini başarılı bir şekilde havalandırıyor. Mustafa Armağan Türkçe Ezan ve Menderesle sözlü tarihin kapılarını çalmanın ne denli bereketli bir emeğe dönüşebileceğini gösteriyor. Başında bulunduğu gönüllü bir grupla Türkçe ezanın okunduğu günleri ve ezanın Arapça okunmasının serbest bırakıldığı 16 Haziran 1950 gününü yaşayanları bulup konuşturan Armağan o büyük günün tek bir kare fotoğrafını çekmeyi deniyor. O tek kare fotoğrafta ağlayan, sevinen, coşan, yüzü gülen bir Türkiye var. Yakın tarihimizin nadir rastlanan güzel günlerinden birisinin öyküsüdür anlatılan. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaştan Vandaki Ayşi Nineye, Prof. Şerafettin Gölcükten son Osmanlı müezzinlerinden Tahir Çağırana, Bediüzzamanın talebesi Mehmet Kırkıncıdan Çorumun Alaca ilçesinden 46 Demokratı Mustafa Kağızmana, ezan Arapça okunduğunda bu haberin orduda un helvasıyla kutlandığını hatırlayan emekli Yarbay Cemal Yıldızdan Hatayda çocukların Uyumazsan Türkçe ezan okurum ha! diye korkutulduğunu söyleyen Mehmet Durana kadar onlarca tanığın dilinden ezanın bilinmeyen gerçekleri bu sözlü tarih çalışmasıyla ilk kez gün yüzüne çıkıyor. Mustafa Armağanın kaleme aldığı geniş bir çerçeve yazısı ile basılı kaynaklarda yer alan hatıralara ve makalelere yer verilen kitabın sonuna eklenen ezanın serbest bırakıldığı günün havasını gösteren gazetelerin ilk sayfaları ise yakın tarihe ışık tutacak nitelikte. Türkçe Ezan ve Menderes, ezan yasağının kaldırılışının 60. yılında tarihin tozlu perdelerini başarılı bir şekilde havalandırıyor.