Günümüzde Türk dili çok renkli Türkmen kilimi gibidir. Geniş alanlarda ayrı oymaklar, boylarca konuşulur. Ana ilkeleri aynı kalmak koşuluyla biçimsel değişimlere uğramıştır. Benzetme yerindeyse, nakışlar aynı kalmış, renkler değişmiştir. Nakış ve renk bolluğu içinde uyumlu bir görüntü sunar. İşte, konuşan insan sayısı bakımından dünyada beşinci sırayı alan Türk dili budur. Bu dili sömürge halkları değil, öz ulusu konuşur. Makedonya`dan Çin`e, Sibirya`dan Afganistan`a, Kafkaslar`dan Romanya`ya değin, geniş alanlarda, Türk soylu halkların yüzlerce yıllık direnişi, salt silahla değil, aynı zamanda Türk dili iledir. Aynı kökten kardeş ulusların, değişik yaşam biçimi ve ayrı söyleyiş içinde bir ruh birliğidir. Evrensel dostluk sofrasında ses bayrağıdır. Kırgız otağında kımız, Türkmen çadırında kilim, toprak ananın ak sütü gibidir. Bozkırda tan ağarması, dünya yalnızlığında güneş türküsüdür. Geçmişten günümüze uzanan çizgide, değişimler, savaşımlar arasında ayakta kalmaya çalışan ulusal direnişin en önemli öğesidir. Bu çalışma, kapsamı ve boyutlarıyla büyük bir boşluğu doldurma çabasındadır. Bugüne kadar ilk kez bu çalışmada, belli başlı Türk halkları tarihleri ve dilleri ile bir bütünlük içerisinde okuyucuya sunulmuştur. Türklerin Dili, okurun yalın kaynak gereksinimini karşılama düşüncesiyle hazırlanmış