Ağustos ayının en sıcak günleriydi. Küçük karıncalar, bunaltıcı sıcağın altında durmandan çalışıyor ve kışa hazırlık yapıyorlardı. Karıncalar bütün bir yazı, bu hazırlıklarla geçirdiler.
Diğer tarafta, ağustos böceği, bu sıcak günlerde kendisine fayda sağlamayacak boş ve gayesiz işlere dalmış; bütün yazı, kış için en ufak bir hazırlık çabası göstermeden geçirmişti. Derken havalar soğudu ve kara kış geldi. Ağustos böceği bir yandan açtı; bir yandan da soğuktan donuyordu…
Zamanı iyi değerlendirme konusunda, yarına dair kaygı taşımayan bir düşünceyle, "sürat”, "telaş” ve "kazanım” adına, zaman yönetiminde sınır tanımayan bir anlayış, insanlık için bir huzur ve kurtuluş vesilesi olabilir mi acaba? Cevabı, gündelik ilişkilerimizde ve hayat tarzlarımızda gösterildiği zaman, anlamlı olan bir soru bu.